Page Nav

OPEN

Yeniler:

latest

Senin Korkularını Benim İnceliğimi - Şükrü Erbaş

Senin Korkularını Benim İnceliğimi Senin Korkularını Benim İnceliğimi Şiiri Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi Ne kapanan k...

Senin Korkularını Benim İnceliğimi

Senin Korkularını Benim İnceliğimi Şiiri - Şükrü Erbaş
Senin Korkularını Benim İnceliğimi Şiiri

Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi
Ne kapanan kapılar
Ne yıldız kayması gecede, ne güz
Ne ceplerde tren tarifesi
Ne de turna katarı gökte
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini
Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine
Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken
Duvarlara dalıp dalıp gitmesi
Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık
Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek
Birdenbire büyümesi gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun
İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi
Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde
Saçına rüzgâr, sesine ışık düşürememek kimsenin
Parmaklarını sözüne pınar edememek
Uzaklarda bir adamın üşümesi; bir kadın dağlara daldıkça
Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan
Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun
Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması
Ayrılık; yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme
Yalnızca gölge vermesi ağaçların
İyiliğin küfre dönmesi ayrılık
Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya
Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş
İki adımından birisi insanın, sevincin kundakçısı
Hüznün arması, süreğen korkusu inceliğin
Ayrılık, o küçük ölüm; usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan
Şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını?
Bir yaprak düşmesi kadar ancak acısı ve ağırlığı olduğunu
Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını
Boşluğa bir boşluk katmadığını
Kar yağdırmadığını yaz ortasında
Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı
Ben bulutları gösterirken “Bulmacanın beş harfli bir yemek sorusuna”
Yanıt aramanla halkalanmış
Aşkın şarabının ağzını açtım, yâr yüzünden içti murt bende kaldı
Türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş
Dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını kenara itip
“Bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı?” dediğinde varacağı yere varmıştı çoktan

Ne mi yapacağım bundan sonra?

Ayak izlerimi silmek için sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce
Şiir okumayacağım bir süre
Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim
Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim
Yeni bir yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım
Ardı kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında
Gençliğimi anımsamak için
Emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak, sonumu görmeye çalışacağım
Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce solsun diye
İçinde ay ışığı, iğde kokusu ve begonvil bulunan tüm resimleri duvarlardan indireceğim
Mican türküsünü asacağım yerlerine
Falcı kadınlara inanmayacağım artık
Trafik polislerine adres sormayacağım
Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye
Fesleğenden başka bir çiçek koymayacağım penceremin önüne
Büyük kentlerin varoşlarında çırpınan üç milyon yurtsuza evimi açacağım
Nerde bir kayıp, bir faili meçhul varsa bıraktığı acının yanına resmini asacağım
Şaşırma! Yetimi korumak için yeni aşklar bulacağım kendime.

Ne yapacağımı sanıyorsun ki?Tenin tenime bu kadar sinmişken
Ömrüm azala azala akarken önümde
Gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken
Senin korkularını
Benim inceliğimi doldurup yüreğime
Bıraktığın boşluğu yonta yonta
Binlerce heykelini yapacağım

Şükrü Erbaş

[AÇIKLAMALAR VE KAYNAKLAR]
#Açıklamalar:
*Güncelleme: 13 Eylül 2025
#Kaynaklar:
  • www.siirrafim.art
#Şikayet veya Katkılarınız İçin:

Hiç yorum yok

Siz bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın!

Yaşayan ve Yaşatılan Şiir

Şairler

Attila İlhan Cahit Külebi Nazım Hikmet Ran Gülten Akın Hilmi Yavuz İlhan Berk Aziz Nesin Aşık Veysel Şatıroğlu Pablo Neruda Rıfat Ilgaz Tevfik Fikret Ahmed Arif Ahmet Haşim Ahmet Kutsi Tecer Ataol Behramoğlu Cahit Sıtkı Tarancı Can Yücel Kul Nesimi Metin Altıok Sabahattin Ali Turgut Uyar Özdemir Asaf Ahmet Muhip Dıranas Behçet Necatigil Ceyhun Atuf Kansu Dante Alighieri Enver Gökçe Ercişli Emrah Fuzuli Karacaoğlan Mevlana Celaleddin Rumi Muzaffer Tayyip Uslu Orhan Veli Kanık Sezai Karakoç Yahya Kemal Beyatlı Yavuz Bülent Bakiler Yunus Emre Ümit Yaşar Oğuzcan Adnan Yücel Ahmet Erhan Behçet Kemal Çağlar Bekir Sıtkı Erdoğan Bertolt Brecht Charles Baudelaire Didem Madak Edgar Allan Poe Erzurumlu Emrah Faruk Nafiz Çamlıbel Fazıl Hüsnü Dağlarca Federico Garcia Lorca Kemalettin Kamu Mahmud Derviş Maya Angelou Melih Cevdet Anday Metin Eloğlu Nurullah Genç Oktay Rifat Horozcu Pir Sultan Abdal Sadık Doğan Sennur Sezer Teslim Abdal Yusuf Hayaloğlu Ülkü Tamer Şeyhi Şükrü Erbaş A. Kadir Abdal Musa Abdülkadir Bulut Ahmet Telli Ali Rıza Ertan Arkadaş Zekai Özger Aydın Öztürk Behçet Aysan Bejan Matur Birhan Keskin Cahit Zarifoğlu Celal Sahir Erozan Cemal Safi Cemal Süreya Dadaloğlu Egemen Berköz Fethi Savaşçı Gevheri Hacı Bayram Veli Halim Yağcıoğlu Hasan Ali Yücel Hasan Dede Hasan Hüseyin Hasibe Ayten Hüseyin Haydar Kaygusuz Abdal Kayıkçı Kul Mustafa Kazak Abdal Kemal Varol Kul Hüseyin Lale Müldür Mahmut Temizyürek Melisa Gürpınar Mithat Cemal Kuntay Murathan Mungan Mustafa Özçelik Namık Kemal Naze Nejla Yerlikaya Necip Fazıl Kısakürek Necmettin Halil Onan Nesimi Nevzat Çelik Orhan Alkaya Orhan Seyfi Orhon Refik Durbaş Ruhsati Sait Maden Seyhan Erözçelik Sylvia Plath Turgay Kantürk Vasfi Mahir Kocatürk Vedat Türkali Yaşar Kemal Yaşar Nabi Nayır Yılmaz Erdoğan Ziya Osman Saba Ömer Bedrettin Uşaklı Ömer Turan