Yeni:

latest

Fuzuli'nin Bütün Eserleri VakıfBank Kültür Yayınlarından Çıkıyor

Fuzuli'nin Bütün Eserleri VakıfBank Kültür Yayınlarından Çıkıyor Türk edebiyatının büyük söz ustası Fuzûlî’nin eserlerini, alanında uzma...

Fuzuli'nin Bütün Eserleri VakıfBank Kültür Yayınlarından Çıkıyor


Türk edebiyatının büyük söz ustası Fuzûlî’nin eserlerini, alanında uzman edebiyatçıların günümüz Türkçesine özenle aktardığı yedi ciltlik bir külliyat hâlinde bugünün diline kazandırıyor.

Fuzuli külliyatının birinci cildi: Leylâ ve Mecnun

Fuzuli Leylâ ve Mecnun
Leyla ve Mecnun

VakıfBank Kültür Yayınları, Türk edebiyatının en büyük söz ustası Fuzûlî’nin eserlerini, alanında uzman edebiyatçıların titizlikle sadeleştirip günümüz Türkçesine özenle aktardığı yedi ciltlik bir külliyat hâlinde bugünün diline kazandırıyor. Bu külliyat, şairin derin mısralarını anlaşılır kılarak çağın okuyucusuna ulaştırmayı, bugünün idrakine taşımayı gaye ediniyor. 

Elinizdeki eser, bu külliyatın ilk cildi olan Leylâ ve Mecnûn kıssası. Eski bir Arap anlatısı olan Leylâ ve Mecnûn hikâyesi, Arap edebiyatından çok Türk ve İran edebiyatlarında rağbet görmüş, müstakil bir eser olarak vücut bulmadan önce meşhur bir aşk hikâyesi olarak daha Anadolu’da Türk şiirinin kuruluş çağlarında anlatılmaya başlanmıştır. Şüphesiz bu hikâyeyi en güzel ve en dokunaklı terennüm eden ise Fuzûlî olmuştur. Bir edebî eser olmak hüviyetiyle Leylâ ve Mecnûn, kelimenin tam manasıyla bir “şaheser”dir. Olay kurgusundan geçişlere, hikâyenin tamamını kuşatan lirizmden gazellerin akıcılığı ve konuyu bütünlemesine, alegorik sahnelerin parlaklığından diyalogların tabiiliğine, dil hâkimiyetinden aruz tasarruflarına, canlı tasvirlerden ruh tahlillerine varana değin okuyanda eksik bir yer kalmadığı intibaı uyandıran bir şaheser… Fuzûlî’nin bu ölümsüz eseri, sadece Leylâ ve Mecnûn kıssasının anlatıldığı manzumeler arasında ve hatta sadece çift kahramanlı aşk hikâyeleri arasında değil, bütün bir Türk mesnevi edebiyatının zirvesinde bir eserdir.

Fuzuli külliyatının ikinci cildi: İnanç İlkeleri

Fuzuli İnanç İlkeleri
İnanç İlkeleri

Fuzûlî lakabıyla anılan aciz kul der ki: Ben, varlıklara duygu ve akıl gözüyle baktım. Her cinsin, her cinsin nev‘inin, her nev‘in sınıfının, her sınıfın ferdinin ve her ferdin uzvunun, maksatlı veya maksatsız, muhakkak bir işle meşgul olduğunu gördüm. İhtiyarlamaktan ve tembelleşmekten uzaklaştım ve gaflet içinde vakit kaybetmekten sakındım; işler içinden bir iş seçtim. Bunun üzerine kelam ilmini tanzim etme yoluna girdim ve bu yolda kâinattaki intizamın hikmetini anladım. Tanzim ettiğim (bu kitap) beni en sonunda, varlıklardaki düzenin bir düzenleyicisi, duyularla algılanan ve akılla bilinen nakışların bir işleyicisi olduğu neticesine götürdü. Dolayısıyla Allah’ın sonsuz yardımına güvenerek O’nu bilmenin yolunu talep ettim. Dileğim, doğru yoldan gitmektir.

VakıfBank Kültür Yayınları, Türk edebiyatının en büyük söz ustası Fuzûlî’nin eserlerini, yedi ciltlik bir külliyat hâlinde bugünün diline kazandırıyor. Külliyatın ikinci cildi olan İnanç İlkeleri - Matla‘u’l-i‘tikād, Fuzûlî’nin yalnızca şiir sanatında değil, aynı zamanda hikmet ve tefekkür sahasında da ne denli derin izler bıraktığını gözler önüne seren müstesna bir eser. Fuzûlî; kelâmın üç ana konusu olan Allah, peygamberlik ve ahiret meselelerini ele aldığı bu eserinde, kâinatın varoluşunu, insanlığın peygamberlere olan ihtiyacını ve ahiret inancının toplumsal düzen açısından önemini, sade ama etkili bir üslupla okura sunuyor. Şairin kelam ilmine vukufiyetinin bir nişanesi olan bu kitap, insanı sadece okumaya değil düşünmeye, sorgulamaya ve aynı zamanda derin ve kadim bir suale cevap aramaya davet ediyor: “Nereden geldik, nereye gidiyoruz?”

Fuzuli'nin Hayatı


Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Fuzûlî’nin asıl adı Mehmed, babasının adı Süleyman’dır. Ne zaman ve nerede doğduğu kesin olarak bilinmese de Irak coğrafyasında doğup yaşadığı kesindir. 15. yüzyıl sonlarına doğru doğduğu düşünülmektedir. Nasıl bir eğitim aldığı bilinmiyorsa da Arapça ve Farsçayı bu dillerde eser verecek ve şiir söyleyebilecek kadar iyi bildiği açıktır.

Kanûnî Sultan Süleyman 1534’te Bağdat’ı fethedince, “Geldi burc-ı evliyâya pâdişâh-ı nâmdâr” tarih mısraını da ihtiva eden meşhur kasidesiyle beraber padişaha yaklaşmak ve böylece çok arzu ettiği İstanbul’a gitmek istedi ancak bu emeline nail olamadı. Kendisine evkaftan maaş bağlanacağına dair söz verilip çok az bir meblağ layık görülmesi, Şikâyetnâme’sini kaleme almasına yol açtı. 

1556 yılındaki büyük veba salgını sırasında -muhtemelen Kerbela’da- vefat etti. 

Türkçe eserlerinden Dîvân ve Leylâ vü Mecnûn mesnevisi en önemli iki eseridir. Diğer manzum Türkçe eserleri 440 beyit tutarındaki Beng ü Bâde ve Tercüme-i Hadîs-i Erbaîn’dir. Ona aidiyeti kesin olmayan 200 beyitlik Sohbetü’l-esmâr da eserleri arasında anılır. Kerbela vakasının edebiyatımızda en güzel anlatımı olan Hadîkatü’s-suadâ ise mensur tek eseridir. Farsça manzum eserleri Dîvân, Heft Câm, Enîsü’l-kalb; mensur eserleri Risâle-i Mu‘ammeyât, Rind ü Zâhid ve Sıhhat ü Maraz’dır. Matla‘u’l-i‘tikād aldı mensur eserini Arapça yazan Fuzûlî’nin 470 beyit tutarındaki Hz. Ali övgülerinden oluşan Arapça şiirleri Arapça Dîvân olarak da kabul edilir.



👀İçerik Hakkında👇
🔄Güncelleme : 28 Temmuz 2025
🔎Açıklamalar
☑ Bu içerik hakkında düşüncelerinizi yorumlarda belirtiniz.
☑ Şikayet veya Düzeltme isteklerinizi siirrafim@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
💼Kaynaklar
✔ www.siirrafim.art
✔https://www.vbky.com.tr/yazar/fuzuli

Hiç yorum yok

Siz bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yazarak katkıda bulunabilirsiniz.

Yaşayan ve Yaşatılan Şiir

Şairler

Attila İlhan Nazım Hikmet Ran Cahit Külebi Gülten Akın Hilmi Yavuz Ahmed Arif Aziz Nesin Ceyhun Atuf Kansu Pablo Neruda Rıfat Ilgaz Turgut Uyar İlhan Berk Aşık Veysel Şatıroğlu Cahit Sıtkı Tarancı Mehmet Akif Ersoy Melih Cevdet Anday Metin Altıok Tevfik Fikret Ümit Yaşar Oğuzcan İsmet Özel Şükrü Erbaş Ahmet Haşim Ahmet Kutsi Tecer Ahmet Muhip Dıranas Ahmet Oktay Ataol Behramoğlu Behçet Necatigil Can Yücel Karacaoğlan Kul Nesimi Muzaffer Tayyip Uslu Sabahattin Ali Sylvia Plath Yahya Kemal Beyatlı Özdemir Asaf Abdurrahim Karakoç Ahmet Erhan Dante Alighieri Didem Madak Edgar Allan Poe Enver Gökçe Ercişli Emrah Fuzuli Mevlana Celaleddin Rumi Muammer Hacıoğlu Necip Fazıl Kısakürek Orhan Veli Kanık Pir Sultan Abdal Rıza Tevfik Bölükbaşı Sadık Doğan Sennur Sezer Sezai Karakoç Yavuz Bülent Bakiler Yunus Emre Ülkü Tamer Adnan Yücel Ahmet Telli Arkadaş Zekai Özger Asaf Halet Çelebi Aşık Daimi Behçet Kemal Çağlar Bekir Sıtkı Erdoğan Bertolt Brecht Birhan Keskin Cemal Süreya Charles Baudelaire Edip Cansever Erzurumlu Emrah Faruk Nafiz Çamlıbel Fazıl Hüsnü Dağlarca Federico Garcia Lorca Ferda Balkaya Çetin Johann Wolfgang von Goethe Kemalettin Kamu M. Sunullah Arısoy Mahmud Derviş Maya Angelou Melisa Gürpınar Metin Eloğlu Namık Kemal Nesimi Nurullah Genç Oktay Rifat Horozcu Orhan Seyfi Orhon Rainer Maria Rilke Refik Durbaş Ruhsati Rüştü Onur Serdari Teslim Abdal Vasfi Mahir Kocatürk Yaşar Nabi Nayır Yusuf Hayaloğlu Şeyhi A. Kadir Abdal Musa Abdülkadir Budak Abdülkadir Bulut Ali Rıza Ertan Attila Jozsef Aydın Öztürk Aşık Mahzuni Şerif Aşık Noksani Aşık Özlemi Bedri Rahmi Eyüpoğlu Behçet Aysan Bejan Matur Cahit Zarifoğlu Celal Sahir Erozan Celal Sılay Cemal Safi Dadaloğlu Egemen Berköz Emily Dickinson Eşrefoğlu Rumi Fethi Savaşçı Füruğ Ferruhzad Gevheri Güven Turan Hacı Bayram Veli Halim Yağcıoğlu Hasan Ali Yücel Hasan Dede Hasan Hüseyin Hasibe Ayten Hüseyin Haydar Jorge Luis Borges Kaygusuz Abdal Kayıkçı Kul Mustafa Kazak Abdal Kemal Varol Konstantin Simonov Kul Hüseyin Lale Müldür Louis Aragon Mahmut Temizyürek Mesleki Mithat Cemal Kuntay Murathan Mungan Mustafa Özçelik Naze Nejla Yerlikaya Necmettin Halil Onan Nevzat Çelik Nihat Behram Onur Caymaz Orhan Alkaya Orhan Şaik Gökyay Ozan Erbabi Pierre-Jean de Beranger Sait Maden Seyhan Erözçelik Turgay Kantürk Vedat Türkali Victor Hugo Yaşar Kemal Yılmaz Erdoğan Ziya Osman Saba Ömer Bedrettin Uşaklı Ömer Turan