Yeni:

latest

Dante Alighieri'nin Şiiri ve İlahi Komedya

Dante Alighieri'nin Şiiri ve İlahi Komedya Dante Alighieri Dante Alighieri (1265-1321) Cehenneme inip sonrasında Arafa tırmandığı, en so...

Dante Alighieri'nin Şiiri ve İlahi Komedya
Dante Alighieri'nin Şiiri ve İlahi Komedyası
Dante Alighieri

Dante Alighieri (1265-1321) Cehenneme inip sonrasında Arafa tırmandığı, en sonunda ise Cennetin aydınlanmasına ulaştığı eseri İlahi Komedya'sıyla (1319) ünlü bir İtalyan şair ve politikacıydı. 


Dante, çoğunlukla Orta Çağ saray aşk şiirleri ve benzeri temalarda şiirler yazmış, bu temalar da sonrasında İtalyan şehir devletinin çağdaş bağlamlarına uygulanmıştır. Ki zaten bu yeni şiir türünü tanımlayan dolce stil nuovo (diğer adıyla stilnovismo ya da 'Tatlı Yeni Üslup') terimini de ilk Dante ortaya koymuştur.

Dante'nin asıl tutkusu 1290'da ölen çocukluk aşkı Beatrice Portinari'den başkası değildir. Beatrice'in kendisi de Dante'nin eserlerinde görülebilir. Özellikle de İlahi Komedya'nın son kısmında kendisine bir rehber olarak. 

En ünlü şiir koleksiyonu La Vita Nuova'dır (Yeni Hayat, 1293). Bu eserde karşılıksız kalan saray aşkı temalarını felsefe unsurlarıyla, özellikle de Stoacılıkla, zenginleştirmiştir. Dante, Yeni Hayat'ı aynı kendisi gibi Toskana lehçesinin savunucularından değerli arkadaşı şair Guido Calavanti'ye (ö. 1300) adamıştır. 

Yeni Hayat'ın devamında Convivio'yu (Şölen, 1304-1307) yazmıştır. Bu eseri de Dante'nin felsefeye ve anadiline olan sevgisini gözler önüne seren bir başka bir şiir ve yorum derlemesidir.


Dante, terza rima (üç kafiyeli dizelerle yazılan dörtlüklerden oluşan şiirler) ile bir yeniliğe çığır açmıştır. Bu tekniği de en iyi İlahi Komedya'da görülebilir. Dante'nin yerel dilde yazdığı şiirler, sanatsal değerlerine ek olarak, İtalyan edebiyatında ve dilinde bir standart haline gelen Toskana lehçesini insanların tanımasına yol açmıştır. Her ne kadar Toskana lehçesini kullansa da kendisinin kelime haznesi bunla sınırlı değildi ve çalışmalarında diğer İtalyan lehçelerinden de kelimeler kullanıyordu.


İlahi Komedya


Dante'nin Orta Çağ Edebiyatına en büyük katkısı kuşkusuz 1304 ve 1319 yılları arasında yazılan ancak 1472'ye kadar yaygın bir şekilde basılmayan İlahi Komedya'dır (La divina commedia).

 "Komedya" sözcüğü, daha sonrasında sonu pozitif biten eserler için kullanılan (ya da bu eserden bahsederken en azından olumsuz olmayan) bir isim haline gelmiştir. "İlahi" sözcüğü ise esere duyulan saygı nedeniyle başlığa 16. yüzyılın ortalarında eklenmiştir. 

Bu epik şiir üç parçaya, yani canzoniye ayrılmıştır: Cehennem, Araf ve Cennet (Inferno, Purgatorio ve Paradiso). Her parça 33 bölümden, yani cantiden oluşur. Bir tane de giriş olan canto bölümüyle beraber toplam bölüm sayısı kusursuz bir şekilde 100'e çıkar. Toplam 14.223 satırın her biri tam olarak on bir heceden oluşur ve kafiye düzeni her grupta "aba, bcb, cdc vb." düzenini izler. Eserin yapısı kendi başına simetrik şiirsel mimarinin bir şaheseridir.

"Şehirlere benzer bir Cehennem'den kırsal, dağlık bir Araf'a, oradan da mistik, astral bir Cennet'e uzanan bir yolculuk"u anlatan bu eserde Dante baş karakterin ta kendisidir.” (Hutchinson, 122). Hikâye, 1300'ün Paskalya zamanında geçer. Yolculuğu boyunca birçok karakterle, ki geneli gerçek tarihi kişilerdir, tanışan Dante bu kişilerin hayattayken yaptıklarını anlatır.

Ve şimdi gerçek acının kederli sesleri

kulaklarımda yankılanıyor; ve ben şimdi

yalvarış yakarışların kalbimi parçaladığı yere geldim.

Işıktan mahrum bir yere ulaştım,

aynı bir fırtınanın içinde,

bir sağdan bir soldan rüzgar yiyen deniz gibi köpüren yere.

Durmak bilmeyen bu cehennem kasırgası,

kendisiyle beraber ruhları taşır,

ve bu ruhları çarparak, döndürerek acıtır.

Ne zaman paramparça bir kayanın önüne gelseler,

ağıtlar, inlemeler ve çığlıklar duyulur;

bağırırlar, İlahi Güce küfür ederler.

Sonrasında anladım ki bu acı

şehvetlerine yenik düşen

bu günahkarlara tâbi olmuştur.

(Cehennem V, 53, Çev: Yasin Demir)

Cehennem ve Araf'ın ikisi de Dante'nin yozlaşmış olarak gördüğü Papalık otoritesine eleştiriler içerir. Dante'nin Cehennem'inde birkaç Papa kendisini "sürüleriyle ilgilenmek yerine altın peşinden koşan çobanlar" olarak suçlanırken görür. Aşağıda, Papaların bulunduğu çukurda, kişisel kazançları için dini pozisyonlar ve çıkarlar satan din adamları da vardır.

Cehennem

Dante'nin Cehennem'in çeşitli katlarını gezerkenki rehberi Romalı yazar Virgil'dir. Virgil'i seçmesinin belki de en büyük sebebi Virgil'in klasik mantığın temsilcisi oluşu ve onun da aynı kendisi gibi Roma'nın yükselişini hayal eden birisi olmasıdır. Dante, bu hayalinin Kutsal Roma İmparatorluğu önderliğinde gerçekleşmesinin hayalini kuruyordu. Cehennem'in bataklıklarında tabii ki Papaların yanı sıra ilk katil Kabil ve Jül Sezar'ın (MÖ 100-44) suikastçıları gibi birçok günahkâr vardır. Hatta, Yahuda İşkariyot'un kafasını zevkle çiğneyen, altı gözlü ve üç ağızlı büyük bir Şeytanın detaylı tasvirlerini bile içerir.

Ah, İtalya, sen köle, sen kederin memleketi,

fırtınada kaptansız kalmış gemi,

sen eyaletler kraliçesi değil, utancın başkentisin!

(Araf VI, 69, Çev: Yasin Demir)

Araf

Dante, Cehennem'den çıktıktan sonra Hıristiyanlık inancında Cehennem'e atılacak kadar kötü olmayan ve bir gün Cennet'e gidebilmek için umutla bekleyenler için bir bekleme odası görevi gören Araf'a geçer. Burada, eserin içindeki Dante ruhsal rehabilitasyon sürecine başlarken yazar olan Dante ise gerçek hayatta kötü veya kahraman olarak gördüğü kişileri gerçek hayatta yaptıklarına göre sınıflandıran nefes kesici kibrine devam eder. Bu, Dante'nin o zamanki siyasi rakiplerine ve İtalya'nın içinde bulunduğu zayıf siyasi ve ahlaki sağlığına yöneltilmiş acımasız bir saldırıdır. Ancak, eninde sonunda, önemli olan Dante'nin değerlendirmelerinin ne kadar doğru olup olmadığı değildir, önemli olan okuyucunun hayatında aldığı kararların diğer dünyadaki sonuçlarının ne olabileceğini görmesini sağlamaktır. Kurgusal bir hikâyede böyle gerçek kişileri kullanması tabii ki Dante'nin mesajına güç katıyordu ve bu stratejisi sonuçsuz kalmamıştı. Örneğin, Padua'lı bankacı Reginaldo Scrovegni tanınmış, kötü şöhretli bir tefeciydi ve Dante tarafından eserde tefecilik günahının baş örneği olarak gösterilmişti. Eserde geçen bu kötü görünüm, kesin olmamakla beraber, Reginaldo'nun oğlu Enrico'nun bir kefalet bedeli gibi Scrovegni Şapeli'ni inşa etmesine ve içini Giotto (d. 1267 ya da 1277 - ö. 1337) tarafından süsletmesine sebep oldu.

Şimdi önümde, kanatlarını açmış bir şekilde

tatlı, güzel bir görüntü belirdi

neşeleriyle iç içe giren ruhların yaptığı.

Her biri küçük birer yakut gibiydi,

güneş ışığında pasparlaklardı,

bu görüntü geri benim gözlerime yansıdı.

(Cennet XIX, 217, Çev: Yasin Demir)


Cennet

Nihayet Araf'ın zirvesine tırmanan Dante kendisini aydınlanmasının son kısmı olan Cennet'te bulur. Burada kendisine rehberliği kayıp aşkı Beatrice yapar. Bu bölümde Dante, cennetin fiziksel yönleri üzerine düşüncelerini yazar ve tarih, teoloji ve kozmoloji üzerine kafa yorar. Cennet, ışıkla, dönen kürelerle ve ışıltılı mücevherlerle doludur. Cennet, Dante'nin tüm şiirinin ana mesajını okuyucuya hatırlattığı yerdir: okuyan her kimse, ancak "güneşi ve diğer yıldızları hareket ettiren Sevgiyi" kucaklarsa bu güzel yere ulaşabilecektir.

👀İçerik Hakkında👇
🔄Güncelleme : 10 Eylül 2025
🔎Açıklamalar
☑ Bu içerik hakkında düşüncelerinizi yorumlarda belirtiniz.
☑ Şikayet veya Düzeltme isteklerinizi siirrafim@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
💼Kaynaklar
✔ www.siirrafim.art
✔Cartwright, M. (2020, Ekim 12). Dante Alighieri [Dante Alighieri]. (Y. Demir, Çevirmen).World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-19216/dante-alighieri/

Hiç yorum yok

Siz bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yazarak katkıda bulunabilirsiniz.

Yaşayan ve Yaşatılan Şiir

Şairler

Attila İlhan Nazım Hikmet Ran Cahit Külebi Gülten Akın Hilmi Yavuz Ahmed Arif Aziz Nesin Ceyhun Atuf Kansu Pablo Neruda Rıfat Ilgaz Turgut Uyar İlhan Berk Aşık Veysel Şatıroğlu Cahit Sıtkı Tarancı Mehmet Akif Ersoy Melih Cevdet Anday Metin Altıok Tevfik Fikret Ümit Yaşar Oğuzcan İsmet Özel Şükrü Erbaş Ahmet Haşim Ahmet Kutsi Tecer Ahmet Muhip Dıranas Ahmet Oktay Ataol Behramoğlu Behçet Necatigil Can Yücel Karacaoğlan Kul Nesimi Muzaffer Tayyip Uslu Sabahattin Ali Sylvia Plath Yahya Kemal Beyatlı Özdemir Asaf Abdurrahim Karakoç Ahmet Erhan Dante Alighieri Didem Madak Edgar Allan Poe Enver Gökçe Ercişli Emrah Fuzuli Mevlana Celaleddin Rumi Muammer Hacıoğlu Necip Fazıl Kısakürek Orhan Veli Kanık Pir Sultan Abdal Rıza Tevfik Bölükbaşı Sadık Doğan Sennur Sezer Sezai Karakoç Yavuz Bülent Bakiler Yunus Emre Ülkü Tamer Adnan Yücel Ahmet Telli Arkadaş Zekai Özger Asaf Halet Çelebi Aşık Daimi Behçet Kemal Çağlar Bekir Sıtkı Erdoğan Bertolt Brecht Birhan Keskin Cemal Süreya Charles Baudelaire Edip Cansever Erzurumlu Emrah Faruk Nafiz Çamlıbel Fazıl Hüsnü Dağlarca Federico Garcia Lorca Ferda Balkaya Çetin Johann Wolfgang von Goethe Kemalettin Kamu M. Sunullah Arısoy Mahmud Derviş Maya Angelou Melisa Gürpınar Metin Eloğlu Namık Kemal Nesimi Nurullah Genç Oktay Rifat Horozcu Orhan Seyfi Orhon Rainer Maria Rilke Refik Durbaş Ruhsati Rüştü Onur Serdari Teslim Abdal Vasfi Mahir Kocatürk Yaşar Nabi Nayır Yusuf Hayaloğlu Şeyhi A. Kadir Abdal Musa Abdülkadir Budak Abdülkadir Bulut Ali Rıza Ertan Attila Jozsef Aydın Öztürk Aşık Mahzuni Şerif Aşık Noksani Aşık Özlemi Bedri Rahmi Eyüpoğlu Behçet Aysan Bejan Matur Cahit Zarifoğlu Celal Sahir Erozan Celal Sılay Cemal Safi Dadaloğlu Egemen Berköz Emily Dickinson Eşrefoğlu Rumi Fethi Savaşçı Füruğ Ferruhzad Gevheri Güven Turan Hacı Bayram Veli Halim Yağcıoğlu Hasan Ali Yücel Hasan Dede Hasan Hüseyin Hasibe Ayten Hüseyin Haydar Jorge Luis Borges Kaygusuz Abdal Kayıkçı Kul Mustafa Kazak Abdal Kemal Varol Konstantin Simonov Kul Hüseyin Lale Müldür Louis Aragon Mahmut Temizyürek Mesleki Mithat Cemal Kuntay Murathan Mungan Mustafa Özçelik Naze Nejla Yerlikaya Necmettin Halil Onan Nevzat Çelik Nihat Behram Onur Caymaz Orhan Alkaya Orhan Şaik Gökyay Ozan Erbabi Pierre-Jean de Beranger Sait Maden Seyhan Erözçelik Turgay Kantürk Vedat Türkali Victor Hugo Yaşar Kemal Yılmaz Erdoğan Ziya Osman Saba Ömer Bedrettin Uşaklı Ömer Turan